9 Mart 2014 Pazar

Oyuncu

    Okumanın çok okumanın şöyle bir etkisi var üstümde, elime aldığım her kitap bir öncekinden daha eksik hissettiriyor beni; her birinde daha çok okumalıyım ve yetişmeliyim hayata diyorum. Sanki her bir cümle biraz daha tamamlıyor beni ve her bir cümle biraz daha çıkarıyor eksiğimi ortaya ...işte bu yüzden yazmak için yetersiz hissediyorum bazen kendimi...

   Ne yazık bizdeki okullarda aşılanan özgüvende bu kadar olsa gerek, halbuki insan yaptıkça hatayı ve yazdıkça yanlışı yaşamış sayılmalı...Düşündükçe aklımdan kaçan kelimeler ve yazarken yetişemediğim düşünceler gibi biraz serbest bırakmalı insan kendini. Bilgiye açlık duyan beyni doyurmaya çalışırken belki de aç bir karnı doyurur gibi azar azar almalıyız bünyemize bilgiyi. Önce hazmetmeli sonra onu özümsemeli ve ardından da onu bir güzel yaşatmalıyız.Dilimizde tadı kalmalı..
Belki de hayatı da böyle yaşamalıyız; yemek yer gibi, yazar gibi her anın tadını çıkararak acele etmeden ama hissederek ...

Ve bu kadar ara vermemeli bu kadar geçiştirmemeli ve hayatı dışardan seyretmemeliyiz.İçinde  yaşamalıyız.Hepimiz kendi hayatlarımızın oyuncularıyız ne de olsa değil mi?

Hiç yorum yok: